Makale
RUSYAÂ’NIN LÄ°BYAÂ’DAKÄ° ETKÄ°SÄ°
Dünya medyasında, Rus savunma bakanı ile İngiltere savunma bakanlarının Libya üzerinde karşılıklı polemikleri epeyce yer aldı.
Ä°ngiltre savunma bakanı olan Micheal Fallon Rusya’nın Libya’daki etkisine olan rahatsızlığını ÅŸu sözlerle dile getirmiÅŸti ‘’ Rus ayısı Libya da ne yapıyor? ‘’Fallon diyorki ‘’ Putin Batıyı test ediyor. NATO’nun müttefiklerini test ediyor. Bunun için kendi çıkarlarımızı kurumak için BM’nin tanıdığı Faracı desteklememiz lazım‘’
Ä°ngiltere’nin bu çıkışına, Rus savunma bakanı olan Sergey Shoigu şöyle cevap verdi ‘’ Madem hayvanlardan örnek veriyorlar, Ä°ngiliz askerlerin kollarında aslan resimleri var. Eski bir Atasözünde, bütün Aslanlar kedi’dirler ama tüm kediler Aslan deÄŸiller. Herkes iÅŸine baksın. Zannetmiyorum ki bir hayvan hayvanat bahçesinde Ayı’ya ne yapması gerektiÄŸini söylesin ’’diyerek karşılık verdi.
Düşünce Mektebi’ni takip eden dostlarımızın hatırlayacağı gibi 16-01 2017 tarihinde çıkan yazımda geliÅŸmeleri analiz ederek Libya daki Rusya’nın etkisine dikkat çekmiÅŸ şöyle demiÅŸtim ‘’Batı dünyası tutumunu deÄŸiÅŸtirir Libya’nın zengin petrol kaynaklarını kaybetmek istemezse, Rusya ile Batı dünyası arasında var olan gerginlik daha da gerilecek Libya’daki kalıcı bir barışın saÄŸlanması kısa vadede olmıyacağını öngürüyorum’’
Maalesef, tam da tahmin ettiÄŸimiz gibi, Libya da kalıcı bir barışın saÄŸlanması kısa vadede gerçekleÅŸeceÄŸine benzemiyor. Çünkü Müslümanlar, küçük hesaplar peÅŸinde oldukları için büyük hesapları bozamıyorlar. Ne acıdırki, bunun bedelini çocuklarını, gençlerini, kadınlarını ve sahip oldukları kaynakları kaybederek ödedikleri halde hiçbir ÅŸey deÄŸiÅŸmiyor. Müslümanların bu acıklı durumu, bana Albert Einstein ÅŸu sözünü hatırlatıyor ‘’ Delilik; Aynı ÅŸeyi yapıp farklı sonuç beklemektir ‘’ Müslümanlar birbiriyle çatışarak, ne elde ettiler ki hala birbiriyle çatışıyorlar? Anlamak mümkün deÄŸil..
Bugün artık Rusya’nın Libya’daki etkisini ABD’de kabul ediyor.
Voice of America’nın haberine göre; Uluslararası Münih Güvenlik Konferansına katılan ABD’nin Afrika Komutanı General Thomas Waldauser, Libya’daki süren çatışmaları ele alarak ‘’ Libya’daki rakip grupları bir araya getirmek lazım. Bu da Rusya’nında dahil olduÄŸu birçok tarafın çabalarını gerekli kılıyor.’’ Thomas sözlerine şöyle devam ediyor ‘’ Haftar’ın konumu ele alınması gereken bir konu. Çünkü doÄŸu bölgesinde’ki petrol koyuların çoÄŸunu Haftar konturul ediyor.’’ Thomas Kremlinin hedeflerinin sadece Libya ile sınırlı olmadığını ÅŸu sözlerle ifade ediyor ‘’Rusya, Akdeniz’de petrol arzı saÄŸlamak için Kuzey afrika ve OrtadoÄŸuda nüfuzunu kapsamlı bir ÅŸekilde geliÅŸtirmeye çalışıyor.’’
Batı’nın ve Rusya’nın Libya üzerinde’ki etkisinin nedenleri üzerinde düşündüğümüzde iki nedenin ön pilana çıktığını görüyorum. Birincisi; Libya’lıların kendi içinde bölünmüş olmalarıdır. Libya’lılar kendi içinde bölününce, emperyalistler de bu bölünmüşlükten istifade ederek, kazanacağı petrol’un hesabını yapıyorlar. Ä°kinci neden ise; Sahip oldukları silah gücünden kaynaklanıyor. Libya’lılar, birbirini öldürmeye hazır olunca, emperyalistler de büyük bir memnuniyetle istedikleri silahları temin ederek ‘’ Ä°stediÄŸiniz kadar birbirinizi öldürebilirsiniz, ‘’ diyorlar.
Peki Türkiye’nin Libya üzerinde bir etkisi var mıdır?
Libya ile Türkiye iki farklı devlet olsalar da bir millet gibidirler. Çünkü libya ile inanç, tarih ve kültür baÄŸların yanısıra güçlü ticari baÄŸları vardır. Kaddafi sonrası Libya’nın baÅŸkenti Traplus’a gitmiÅŸtim. Çarşı Pazar da Türk ürünleri, Tv’lerinde Türk dizileri vardı. Kendimi yabancı bir ülkede hissetmedim. Libya insanı, gittiÄŸim diÄŸer Ä°slam ülkelerinde’ki insanları gibi cana yakın, cömert, misafirperver Türkiye halkına sevgisi olan güzel insanlardır. Bir bakıma Batı’nın ve Rusya’nın Libya üzerinde’ki etkisi zorunlu bir etki iken Türkiye’nin Libya üzerinde’ki etkisi ise, kalbidir.
Peki Türkiye ne yapmalı?
Türkiye, Libya ile olan ortak deÄŸerlerin vermiÅŸ olduÄŸu avantajı kullanarak, emperyalistlerin aksine tüm taraflara eÅŸit mesafede durarak, önce çatışmaları durduracak bir formül’le öncülük etmelidir. Türkiye bunu yapabilse, Libya’lılar da küçük hesaplar peÅŸinde olmazlarsa, emperyalistlerin büyük hesaplarını bozarlar. Ancak Türkiye bunu Mısırsız yapamaz. Çünkü Mısır, hem Libya’nın komÅŸusu, hem Müslüman bir ülke, hemde o bölgenin en büyük devleti. Türkiye’nin darbecilere karşı olan ilkesel tutumundan dolayı Sisi yönetimiyle ile iliÅŸkileri bozuk. Zaman içinde bu bozuk iliÅŸkiler tamir edilebilir mi bilinmez ama eÄŸer Türkiye Mısır ile iliÅŸkileri düzeltirse, hem Libya konusunda daha aktif rol alır, hemde Müslüman kardeÅŸlere daha fazla faydası olabilir diye düşünüyorum. Çünkü eÄŸer Türkiye Sisi yönetimiyle diyaloÄŸu olursa, Müslüman KardeÅŸler için ricacı olabilir diye düşünüyorum. Rusya ile yaÅŸadığımız benzer krizi nasıl aÅŸtıysak, Mısır konusunda neden olmasın?
Türkiye’de yaşıyan insanlar olarak, Ä°slam dünyasın da olup bitenlerden ders çıkartmamız lazım. Tv’ler deki tartışma programlarını izlerken, hala bir kısım insanımızın gaflet içinde olduÄŸunu üzülerek izliyorum. Bu gafletten nasıl kurtuluruz diye düşünürken aklıma Mahatma Gandhi’den okuduÄŸum ÅŸu sözleri geldi ‘’Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eÄŸer uyumuyor, uyku taklidi yapıyorsa, dünya’nın bütün gayretini sarf etseniz bile nafiledir.’’ Dün batı’nın etkisini bugün Rusya’nın etkisini yarın Çin’nin etkisini konuÅŸmamak için, hem kendi toplumsal barışımızı güçlendirecek projeler geliÅŸtirmeliyiz hemde, gönül coÄŸrafyamızla iliÅŸkilerimizi geliÅŸtirecek formüller bulmalıyız. Ä°ÅŸte o zaman Libya’da Rusların etkisini deÄŸil Libya’lıların etkisinden bahsederiz.
Henüz yorum yapılmamış.